ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN
HAYATI

Abdülhak Hâmid, ediplerimiz arasında(belki hala), hayat coğrafyası en geniş olan adamdır. Daha 10 yaşındayken ağabeyi ile Paris’e gidip bir yıl koleje devam etmiştir. 13 yaşında, Tahran büyükelçiliğine atanan babası ile birlikte İran’a gidip üç yıl kalmış ve Farsça öğrenmiştir. 25 yaşında Paris elçiliği II. Kâtipliği ile hariciye mesleğine girmiş, bir süre İstanbul’da bulunduktan sonra Poti (1881), Golos (1882), Bombay (1883–1885) şehbenderliklerinde bulunmuştur. 1886 yılında Londra Elçiliği Başkâtipliği’ne başlamış, bu görevi, kısa aralıklarla, 1906’ya kadar devam etmiştir. Sonradan iki yıl Lahey ve altı yıl Brüksel elçiliği yapmış, 1912’de azledilerek İstanbul’a dönmüştür. Bir süre ayan üyeliğinde bulunduktan sonra siyasî bir sebeple Viyana’ya gitmiş, ancak Cumhuriyet’in ilânı ile yurda dönmüştür. (Kabaklı 1985: 650–651)
Hâmid’in başından dört evlilik geçmiştir. Bunlardan ilki ona Makber’i yazdıran Fatma Hanım’ladır. 1871 yılında evlendiği Fatma Hanım’ı 1885 yılında veremden dolayı kaybeder. Aradan beş yıl geçer ve Hâmid ikinci evliliğini gerçekleştirir. Bu evliliğini Nelly Cloower adlı bir İngiliz ile yapmıştır. 1911’ de Nelly Hanım da yine vereme yakalanması sebebiyle hayatını kaybeder. Bunun üzerine “ İstanbul’da ağabeyi Nasuhi Bey’in adamlarından Asaf Bey’in kızı Cemile Hanım ile evlendi ise de, 15–20 gün süren bu izdivaçtan sonra, 1912’de Lucienne Hanım ile evlendi.”(Akyüz 1986: 122) Şairin son eşi Belçikalıdır. Bir dönem birkaç yıllığına İtalyan biri ile evlenen Lucienne daha sonra tekrar Hâmid’e dönmüş ve Hâmid’in ölümünden sonra da Türkiye’ye yerleşmiştir.
Hâmid 1937’de İstanbul’da hayatını kaybetmiştir. Zincirlikuyu Asri Mezarlığına defnedilmiştir. “ Kabri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaptırıldı. Kabir taşına ‘Ölü’ adlı kitabından alınarak:
Bu taş cebînime benzer ki aynı makberdir
Dışı sükûn ile zâhir derunu mahşerdir.
mısraları yazıldı ve taşın üstüne Hâmid’in tunçtan yapılmış bir başı konuldu.(Banarlı 1971: 930)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder